Nedostaješ mi, Sarajevo!

Bu yaralı ve güzel kentin sokaklarında gezinirken seni düşünüyorum Bağdat. Çocuklarını, annelerini, kızlarını düşünüyorum. Burada batan güneşin oradan nasıl göründüğünü, yıllar sonra nasıl görüneceğini, onu seyredenlerin gözlerinin önünden hangi resimlerin geçeceğini.. Sizi düşünüyorum Beyrut, Kabil ve Musul; sizi ve olanca yalnızlıklarına inat gülümseyen insanlarınızı..


Bu yaralı ve güzel kentin sokaklarında gezinirken seni düşünüyorum Bağdat. Çocuklarını, annelerini, kızlarını düşünüyorum. Burada batan güneşin oradan nasıl göründüğünü, yıllar sonra nasıl görüneceğini, onu seyredenlerin gözlerinin önünden hangi resimlerin geçeceğini.. Sizi düşünüyorum Beyrut, Kabil ve Musul; sizi ve olanca yalnızlıklarına inat gülümseyen insanlarınızı..


Ömrümce tanımadığım üvey kardeşimin şehrinde gibiyim Saraybosna’da. O kadar yakın, o kadar farklı.. Nehir kıyısındaki kafelerden birinde oturuyorum. Tüm duvarları mermi ve top izleriyle sarılmış bir kentin, içindeki tarifsiz acıyı ustaca gizleyişini izliyorum. Penceresinin hemen altında koca bir delik yokmuşçasına kahkahalar atan kadına bakıyorum. Hayır, dolmuyor gözlerim. Her şey tam karşımda batmakta olan güneş gibi yolunda, diyor, gülümsüyorum..


Babaları esir alınan çocukların yaşadığı tüm kentleri sevdiğim gibi, usulca gözlerinde kaybolarak seviyorum Saraybosna’yı.. O çocuklar büyüdükleri zaman konuşmayacaklar hiç, biliyorum. Çünkü gün gelecek, şehrin ve anılarının öte yanındaki bir çamaşır ipine dizecekler paslı, barut kokan sözcüklerini.. Ve yine biliyorum ki en güzel söyleyenler, sözcüklerini asmış adamlar ve kadınlardır hep, aşkın sessiz türkülerini..


Elif, örneğin, Bağdat’taki.. Hiç vurulmamış gibi dedesi, evindeki top izlerine yuva yapan kuşlara bakıp, sevdiği adamı özleyecek.. Konuşmayacak.. Elif.. Bağdat’taki..


H i ç    v u r u l m a m ı ş    g i b i    d e d e s i  . .


Orada olursam o gün, ona Mostarlı bir kızdan ve Nazım’ın dizelerinden bahsedeceğim. Güneşin batışına ve Elif’in parlayan gözlerine bakıp, her şeyin ne kadar da normal olduğunu düşüneceğim..


Gidip onunkilerin yanına, bir bir, bende kalan sözcükleri iliştireceğim.. 


Özgün Ulusoy

Saraybosna, 22 Ağustos 2008

Bu blogdaki popüler yayınlar

Aşk Olsun Susan Hanım!

Aç Kapıyı Melek, Ben Geldim

Yakamozu Yakalamak